Gezmeye hevesli herkesin en çok yaptığı işlem havayolu şirketlerinin kampanyalarını takip etmek ve sitelerini incelemektir sanırım. Ben bunu çok yapıyorum. Vaktim olduğu zamanlarda sırayla şirketlerin sitelerini kontrol edip, bilet sitelerini inceliyorum. Gitmeyi planladığım bölgelerin biletlerini incelerken hiç aklımda olmadığı halde ucuz bilet bulunca başka başka yerlere gitmeye karar veriyorum.
İzmir de bu şekilde dahil oldu planlarımıza. Hiç İzmir'e gitme niyetim yokken Sun Express'in gidiş geliş 60 TL'lik kampanyasını görünce doğum günümde İzmir'e gitmeye karar verdik.
İzmir gezimizi Çeşme, Alaçatı ve Urla olarak planladık. Sun Express'in uçağı sabah saatlerinde olduğundan güzel bir saatte İzmir'e ulaştık. Otobüs ile Üçkuyular'a gidip buradan Çeşme otobüslerine bindik.
İzmir'de ilk dikkatimizi çeken ve gidene kadar da dehşet içinde farkına varacağımız en önemli şey toplu ulaşım fiyatlarının aşırı pahalı olması oldu. İstanbul pahalı derler ama ıı ııhh İzmir bu konuda kesinlikle İstanbul'u sollar. İstanbul'da gidilen mesafeye göre fiyatlar makul kalırken İzmir'de çok kısa mesafelerde oldukça yüksek fiyatlara seyahat ediliyor.
Üç gün boyunca iki kişi toplu taşımaya verdiğimiz parayla neredeyse araba kiralayabilecekmişiz. Bunun çok sonra farkına vardık.
Çeşme'ye ulaştığımızda önce Kumrulu bir kahvaltı edip kalacak yer bakmaya başladık. Ilıca Öğretmen Evi'nin dehşet ve iğrenç halini görüp vazgeçtik ve Çeşme merkezde limana çok yakın güzel bir otelde iki kişi 100 TL'ye kalmaya karar verdik.
Akşama kadar Çeşme Kalesi, Marina, Kervansaray'ı gezdik...Sakızlı Kurabiye'nin ve Çeşme yemeklerinin dibine vurup, sahilde tatlı yürüyüşler yaptık.
Bahar güneşini iliklerimizde hissedip güzel bir günü tamamladık...
Hacer
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder