Ertesi sabah Morro Otelin fotoğraflarda da gördüğünüz harika kahvaltısı ile güne başladık. İstanbul’da benim diyen bir çok mekanda bu kahvaltı çıkmıyorJ
Güzel bir kahvaltıdan sonra bu sefer Ilıca’ya gittik ve Ilıca’nın o ünlü kumluk, ılık plajlarında deniz sefası yaptık. Öğleden sonra ise zor da olsa Alaçatı’dan ayrılıp İzmir yoluna düştük…
İzmir’e akşamüstü ulaştık ve şehir içinde arabaya ihtiyacımız olmayacağından arabamızı teslim edip otelimize ulaştık. Oteli tabiki Booking.com üzerinden ayırttık ve Ramada Plaza’da kaldık. Booking.com’un yaptığı indirimlerle gayet avantajlı bir fiyatla Ramada’da kaldık. 5 yıldızlı bir otel için gecelik kişi başı 60 TL ödedik ve çok memnun kaldık otelden. Otel rezervasyonlarında muhakkak Booking’i kullanın. Her rezervasyonunuzda biraz daha indirim kazanıyorsunuz ve gayet avantajlı fiyatlara konaklayabiliyorsunuz.
Akşam otelimizde biraz dinlendikten sonra İzmir’i gezmeye çıktık. Yürüyerek Kordon’a indik ve sahilde biraz turlayıp kendimizi Kıbrıs Şehitleri Caddesi’ne attık. Söğüş ve kokoreç yemek için tavsiye edilen adresler burada olduğundan güneşi batırır batırmaz soluğu burada aldık. Bundan sonraki yazılarda da göreceğiniz üzere İzmir gezisi tamamen yeme içme ekseninde döndü.
Bu fotoğraflarda Melike'nin Löp Löp Kokoreç'te kokorecin olmasını beklerkenki halati ruhiyesini görebiliyoruz. Kokoreci o kadar sevdiki eteğimizde dolaşan bir sokak köpeğine de bir porsiyon ısmarladı. Ama onu fotoğraflamayı maalesef unutmuşuz.
İnanılmaz lezzetli ve ucuz olan izmir’e sadece yemek yemek
için bile gidilir. Hatta biz şimdi kışa ucuz bi bilet bulsak da gitsek diye
düşünüyoruzJ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder