27 Kasım 2015 Cuma

Sen ne güzel şehrimizsin İzmir… III. Gün Seferihisar - Alaçatı


İzmir’de üçüncü günümüzde artık Selçuk’a veda etme vaktimiz gelmişti. Rotamız Seferihisar oradan da Alaçatı’ya gitmekti. İzmir’e her sene gidebilirizdeki İzmir aslında Alaçatı-Çeşme ve İzmir merkezi kapsıyor. Yani Alaçatı bunda çok önemli bir rol oynuyor.

Seferihisar ise Slowcity olması itibariyle son dönemde çok ilgi çeken ve bir çok blogda bahsi geçen bir bölge bilindiği üzere. O kadar yakınına gelmişken uğramadan geçmeyelim dedik ama bu fikir bizi pek de memnun etmedi açıkçası.

Selçuk – Seferihisar arası 72 km ve yol yaklaşık bir saat sürüyor. Sağı solu izleyip giderken bu iki bölge arasına kurulmuş bir savaş tatbikatına denk geldik. İlk defa böyle bir şey gördüğümüzden fotoğraf çekmeden geçemedik tabi. Sahra çadırları, tanklar, çadırlar gerçek bir savaş bölgesi gibi kurulmuş bir alandı.


Seferihisar ‘a geldiğimzide eski kale içi bölgesine gittik ve kale dışında aracımızı park edip gezmeye başladık. Kale içinde restore edilmiş evlerin olduğu sokakları gezdik, mekanları inceledik ve en son sahilde bir çay bahçesinde bi Anadolu kasabasında içtiğimzi en pahalı kahvelerden birini içtik. 8 TL.
Biraz gezdikten sonra kale dışında bir esnaf lokantasında İşkembe Çorbası içtik. Seferihisar gezisinin en güzel tarafı buydu sanırımJ











Seferihisar’dan sonra Alaçatı yoluna çıktık ancak bu yol bizim için biraz maceralı oldu. Anayoldan gitmek varken bize tarif edilen kestirme Urla yoluna girmemiz bize baya bir macera yaşattı. Siz bence ana yoldan tabelaları takip ederek gidin.

Biraz maceralı da olsa yolu tamamlayıp Alaçatı’ya ulaştık ve şimdiye kadar kaldığım en güzel otellerden biri olan Morro Otel’e vardık. Biz Alaçatı’ya ilk defa geçen sene gitmiştik ve çok çok beğenmiştik. Ancak geçen sene Ot Festivali’ne denk geldiğimiz için çok kalabalıktı ve kalamamıştık.
Bu sene sakin bir zamanda gidelim ve bir gece kalalım istedik. Otelimizi yine Booking.com üzerinden ayırttık ve çok beğendik. Morro Zeynep Hanım’ın butik oteli ve inanılmaz zevkle ve incelikle tasarlanmış bir otel. Melek Hanım tarafından hazırlanan 5 çayı ve kahvaltısı da gerçekten anlatmakla bitmez. Alaçatı’ya geldiğinizde bu otelde muhakkak kalın.





Otel yerleşip biraz dinlendikten sonra Alaçatı’yı gezmeye çıktık. Alaçatı ciddi anlamda ve yok artık denecek kadar pahalı bir yer ama kabul edelim çok güzel. Ben bu kadar pahalı e popüler yerlere karşıyımdır ancak Alaçatı’yı sevmekten kendimi alamıyorum.
Bol bol fotoğraf çekip Alaçatı İmren Pastanesi’nde sakızlı muhallebimizi yiyip kahvemizi içip, biraz o mekanda biraz bu mekanda takılıp Alaçatı’da yine çok keyifli zaman geçirdik.
Yalnız gece çok enteresan bir şey oldu ve tüm Alaçatı’da elektrikler gitti. Sokak lambaları dahil bütün Alaçatı karanlığa gömüldü ve otelimize telefonların ışığıyla döndük.










1 yorum:

  1. Alaçatı ziyaretinizi bir gün bozcaada ile takas etmenizi isterim buralarıda görmeniz gerek bana inanın :)

    YanıtlaSil