İzmir’e ekip olarak ilk kez 2014 Nisan ayında ucuz bir biletin hatırına gitmiştik ve yazısını yazıp burada paylaşmıştık hatta. O gezimizden sonra İzmir bizim için her sene gidilecek hatta senede birkaç kez gidilecek bir yer oldu. Bu sene araba kiralayıp tadını çıkararak ve şehir içine de vakit ayırarak gezdik ve bu fikrimiz tazelendi. Biz her sene İzmir’e gideriz hatta birkaç kez gidebiliriz.
Ucuz bilet avcısı olduğum için sene içerisinde biletleri
sürekli takip ediyorum biliyorsunuz. Sun Express İzmir uçuşlarında süper
kampanyalar yapıyor. Öyle kampanyalar ki biz iki kişi İzmir’e gidiş geliş
60-75TL aralığında bilet bulabiliyoruz.
Bu sene de aşağı yukarı böyle bir fiyata bilet bulduk ve tabi
ki atladık gittik. 18-23 Mayıs tarihleri arasında yaptığımız gezi İzmir’de
oldukça geniş bir alanı barındırdığından bu sefer araba kiralamaya karar
verdik. İnternet üzerinden bulduğumuz Ayhan Rent a Car firmasından günlük 70 TL’ye
Renault Clio marka bir araç aldık. İyi bir firma herhangi bir sorun yaşamadık
ancak her kiralama firmasında olduğu gibi arabalar hor kullanılmış tabiki.
Uçaktan iner inmez teslim aldığımız araçla planladığımız
şekilde Selçuk’a doğru yola koyulduk. Selçuk’ta Booking.com üzerinden Hotel
Jimmy’s Place isimli otelde yer ayırtmıştık. Gecelik kişi başı 50 TL olan
otelden çok da memnun kaldığımızı söyleyemeyeceğim. Selçuk enteresan bir ilçe
delicesine turist alan antik kentlerin dibinde ama bir o kadar turizmden
nasiplenememiş. Biz oradayken de şahit olduk turist grupları civardaki büyük
otellerden kafileler halind eğeliyorlar ancak Selçuk’a hiç uğramadan
dönüyorlar. İlçeyi görünce orada kaldığımıza biz de biraz pişman olduk ama
kendi çağımızda ilçe turizmine katkıda bulunduğumuz için biraz sevinmedik
değil.
İlk gün otele yerleşip eşyalarımızı bıraktıktan sonra gezimize şehir merkezindeki St.Jean (Aziz Yahya)Kilisesi’nden başladık.
Oradan yine Aziz Yahya Kilisesi’ne çok yakın olan İsa Bey Camii’ne gittik. Sabah saatlerinde Selçuk’ta olmanın ve arabalı olmanın avantajıyla aynı gün öğleden sonra bölgenin en önemli turizm merkezilerinden biri olan Meryem Ana Evi’ne gittik. Gerçekten muazzam bir turist kalabalığı vardı. Meryem Ana Evi’ni gezip dilek rituellerimizi de yerine getirdikten sonra bu gezinin en merak edilen alanlarından biri olan Efes Antik Kenti’ne gittik.
Efes şimdiye kadar gördüğüm binlerce fotoğrafından çok daha heybetli, çpk daha güzel ve çok daha etkileyiciydi. Ülkemiz sınırlarında bu kadar ayakta kalabilmiş ve korunabilmiş bir antik kenti görmek bizi gerçekten etkiledi. Gittiğimiz çoğu yerde varsa muhakkak antik kentlere gideriz ama şimdiye kadar hiç bu kadar etkilenmemiştik. Muhakkak ziyaret edilmeli ve muhakkak görülmeli Efes.
Efes’ten sonra akşam olduğu için otelimize gelip biraz dinlendik. Akşam yemeği için Selçuk’ta yedik ve Müzeler Haftası sebebiyle akşam da açık olan şehir merkezindeki Efes Müzesi’ni ziyaret ettik. Şhir merkezinde buldukları her alana konup yuva yapan leylekleri izleyip Belediye Çay Bahçesi’nde çay içip günü bitirdik…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder