Buluyoruz bulmasına ama maalesef odamız dolu olduğundan yerleşemiyoruz. Biz de çantalarımızı bırakıp tekrar Başçarşı'ya iniyoruz. Gece uyuyamamış olduğumuz için biraz sersem halde harika bir Boşnak böreği ile kahvaltı yapıp esnafla kaynaşıyoruz. Bir börekçide ılık kuşburnu çayının Türk çayı olduğunu ve tüm Türk turistlere bu çayı verdiğini söyleyen esnaf bir abiye doğru yolu gösteriyoruz.
Başçarşı'da neredeyse tüm börekçi ve yöresel lokantalar Bravadziluk sokağında toplanmış. Başçarşı'da gezerken bu sokağı görmemek imkansız.
Biz de gün boyu gezerken tatmadığımız bir şey kalmasın diye çeşitli aralıklarla bu sokağa girip çıktık. Evet börekler çok güzel ama ben hayatımda yediğim en güzel soğan dolmasını bu sokakta yedim. Dolayısıyla sadece börek ile kalmamak lazım. Başçarşı'da yöresel yemekler de bir harika.
Saraybosna'da yediğim her şeyden Karadağ'da ise deniz ürünlerinden çok memnun kaldım. Mostar için aynısını söyleyemeyeceğim ama. Bizim denk geldiğimiz tüm lokantalarda her şey sıradan ve lezzetsizdi maalesef. Belki de bize öyle denk gelmişti...
Öğleden sonra odamız boşalınca pansiyona gittik, bir kaç saat uyuduk. Temiz, sakin ve sevimli bir yerdi.
Uyumak iyi geldi akşamüstü açık bir zihinle tekrar gezmek için çıktık. Ve gitmediğimiz tarihi yapıları ziyaret edip günü Morica Han'da nihayete erdirdik.
Başçarşı'da gezerken Hvalimanına troleybüsle gidebileceğimizi öğrenmiştik. Troleybüsten inince biraz yürüme mesafesiyle havalimanına ulaşabileceğimiz söylendi. Ertesi sabah Başçarşı'dan numarasını hatırlayamadığım bir troleybüse bindik ve son durakta indik. Yürümeye başladık ama bi türlü o yürüyüşü bitiremedik. Kısacası çantanız ağırsa ve vaktiniz de kısıtlıysa bu yolu kullanmamak gerekir.,
Yaklış 20-25 dakikalık bir yürüyüşün ardından havalimanına ulaştık. İşlemlerimizi yaptırıp Duty Free'den alışveriş yapıp sorunsuz bir yolculukla İstanbul'a döndük.
Balkanlar bizim için çok çok güzel bir rotaydı. Fırsatım olsa memleketin herhangi bir köşesine gider gibi sırt pırt giderim.
Parça parça tüm Balkanlar'ı bitirmek gibi bir hayalimiz var Melo ile. En kısa zamanda tekrar gideriz İnşallah...
Hacer
Öğleden sonra odamız boşalınca pansiyona gittik, bir kaç saat uyuduk. Temiz, sakin ve sevimli bir yerdi.
Uyumak iyi geldi akşamüstü açık bir zihinle tekrar gezmek için çıktık. Ve gitmediğimiz tarihi yapıları ziyaret edip günü Morica Han'da nihayete erdirdik.
Başçarşı'da gezerken Hvalimanına troleybüsle gidebileceğimizi öğrenmiştik. Troleybüsten inince biraz yürüme mesafesiyle havalimanına ulaşabileceğimiz söylendi. Ertesi sabah Başçarşı'dan numarasını hatırlayamadığım bir troleybüse bindik ve son durakta indik. Yürümeye başladık ama bi türlü o yürüyüşü bitiremedik. Kısacası çantanız ağırsa ve vaktiniz de kısıtlıysa bu yolu kullanmamak gerekir.,
Yaklış 20-25 dakikalık bir yürüyüşün ardından havalimanına ulaştık. İşlemlerimizi yaptırıp Duty Free'den alışveriş yapıp sorunsuz bir yolculukla İstanbul'a döndük.
Balkanlar bizim için çok çok güzel bir rotaydı. Fırsatım olsa memleketin herhangi bir köşesine gider gibi sırt pırt giderim.
Parça parça tüm Balkanlar'ı bitirmek gibi bir hayalimiz var Melo ile. En kısa zamanda tekrar gideriz İnşallah...
Hacer
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder