İzmir'de üçüncü günümüzde akşamüstü Alaçatı'nın deli kalabalığından ayrılıp Urla arabasına binip Urla'ya gittik. Dolmuş bizi yeni Urla'da bıraktı ve oradan dolmuşla Eski Urla'ya gidebileceğimizi söyledi. Eski Urla'ya gittik merkezde arabadan indik ve ilk hüsranımızı daha oracıkta yaşadık. Urla hiç beklediğimiz gibi bir yer değildi açıkçası ve merkezde sorduğumuz hiç bir pansiyonda da yer yoktu. Yeni Urla'da da bir kaç yer sormuştuk ve onlar da çok fahiş fiyatlar çekmişlerdi.
Zor bela hiç de içimize sinmeyen bir pansiyonda yer bulduk. Adını hatırlayamıyorum buranın ama Eski Urla'da biraz merkezden biraz dışarıya doğru yürüdüğünüzde kadın bir işletmecisi olan sıradan bir pansiyondu işte.
Açıkcası baya bir moralimiz bozulmuştu Urla'yı görünce ve pansiyon mevzusunda ama neyse artık, bir gece için moralimizi bozmayalım dedik birbirimize ve pansiyonda biraz dinlendikten sonra dışarıya çıktık
Urla'nın bence bizim gittiğimiz Nisan ayında bir gezgine yapacağı en büyük katkı yeme - içme alanında olur heralde...
Biz Urla'da kaldığımız iki gün boyunca tüm o harika hamur işlerini tattık ve gelmemize asıl sebeplerden biri olan Beğendik Abi Lokantası'nı ziyaret ettik. Hala Urla hakkında aynı şeyi düşünüyorum ben hiç beğenmedim. Kalmak için değilse bile sadece yemek yemek için bile Urla'ya tekrar giderim.
Biz Özbe Köyü'ne gidip kahvaltı yapmak istiyorduk ama tek ulaşım yolunun araba kiralamak olduğunu öğrenince vazgeçtik.
Urla'da dolmuşla Çeşmealtı'na gidip sahilde vakit geçirdik. Eski Urla'da iskele civarında gezdik ve sık sık Ünal Kardeşler Katmer Salonu'nu ve Boyoz fırınlarını ziyaret ettik. Ve son günümüzde de Yeni Urla'da Margaca Pazarı'nı, Sanatkarlar Sokağı'nı ve tabiki Beğendik Abi Lokantası'nı ziyaret ettik.
Beğendik Abi güzel yöresel yemekler yapan bir esnaf lokantası. Esnaf lokantası tipinde ama fiyatlar çok da esnaf lokantası formatında değil açıkçası. Ama yediğimiz her şey harikaydı açıkçası ve verdiğiniz parayı hak ediyor. Biz gelincik, kömen, arap saçı, pazı gibi otlarla hazırlanan bir tür mücver olan Çalkama, iç pilavlı oğlak tandır, baklalı enginar ve tatlı olarak da Girit Böreği yedik. Gerçekten hepsi çok güzeldi. Eminim daha da iyisini yapan esnaf lokantaları vardır ama tabi biz bilmediğimizden yapamıyoruz.
Urla'nın yeme içme dünyamıza yaptığı bir diğer katkı da pazarıyla oldu. Aylardan Nisan olduğu için yer gök yeşillikti doğal olarak.
Urla'dan ayrılmadan pazara gittik ve çok güzel bebek enginar, şevketi bostan, bebek kabaklar ve çeşitli otlar aldık. Tabi bizim arabamız olmadığı için taşıyabileceğimiz kadar alabildik ama aklım Urla pazarında kaldı açıkçası.
Kalma işi pek hoş olmasa da Urla bir ege gezisinde hem yeme içme hem de alışveriş için uğranabilecek bir yer. Bu arada fiyatlar Alaçatı ile karşılaştırınca neredeyse yarı yarıyaydı...
Hacer
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder